Marmarabirlik, organik zeytin üretecek

Marmarabirlik Başkanı Hidamet Asa coğrafi bakımdan organik tarıma uygun olan Marmara Adası’nda alt yapı desteğinin sağlanması halinde organik zeytin ve zeytinyağı üretimi yapabileceklerini söyledi. Asa ”Sektörde büyük eksikliği hissedilen organik zeytin pazarına girmemiz halinde , bu pazardaki açığı kapatıp, üretici ortaklarımıza katma değer sağlayacağımız gibi hem Birliğimizin marka gücünü arttırarak, hem de sektördeki haksız rekabetin önüne geçerek tüketici memnuniyetini sağlarız” diye konuştu.

MARMARA ADASI KAYMAKAMI VE BELEDİYE BAŞKANI ZİYARET ETTİ

Marmara Adası  Kaymakamı Yakup Güven, Belediye Başkanı Süleyman Aksoy Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa’yı Başköy  Entegre Tesisleri’ndeki birlik merkezinde  ziyaret etti. Ziyarete Marmara Adası Kooperatif Başkanı Hasan Organ ile yönetim kurulu üyeleri de katıldı.

Marmara Adası İlçe Kaymakamı Yakup Güven ile İlçe Belediye Başkanı Süleyman  Aksoy ziyaret amaçlarının  üreticilere Marmara Adası’nda organik tarım yapılmasını teşvik olduğunu söyleyerek Marmarabirlik Başkanı Hidamet Asa’ya  Marmarabirlik’in  bölgedeki kooperatif ortakları aracılığıyla  organik zeytin yetiştiriciliği konusunda  ortak bir proje yürütülmesi teklifinde  bulundular.

İlçe Belediye Başkanı Süleyman Aksoy,organik zeytin ve zeytinyağı üretimi için Marmara Adası’nın  en elverişli bölge olduğunu ve kooperatif ortaklarının sıcak bakması halinde her türlü yerel  yönetim bazında destek sağlayacaklarını söylediler.

BAŞKAN ASA : “KONUYLA İLGİLENİYORUZ”

Birlik Başkanı Hidamet Asa da dünyada artık organik üretim ile pazarının katma değer sağlayan önemli bir sektör haline geldiğini ve pazar payını sürekli arttırdığını belirterek, konuyla yakından ilgilendiklerini söyledi.

Başkan Asa konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:                               

“ Marmara Adası’nın coğrafi olarak organik tarıma elverişli olduğunu siliyoruz.Organik tarım ya da Ekolojik tarım  toprak verimliliğini, çevrenin korunmasını ve gıda güvenliğini esas alan,üretimden tüketime kadar her aşamasının kontrole bağlı olduğu sertifikalı bir üretim  sistemidir.Dolayısıyla  salt doğal ve ilaçsız üretimin adı  Ekolojik üretim değildir. Maalesef  tarım sektöründe merdiven altı üretim mevcut. Biz üretici ortaklarımızın ürününün her safhasını kontrol ettiğimiz gibi zeytini de doğal fermantasyon yöntemiyle işlememize rağmen  organik zeytin üretimi yapılmasını ve tüketiciye  sunulmasını da önemsiyoruz”.

  Organik tarımda organik zeytin üretimine sıcak baktıklarını söyleyen Başkan Asa, gerekli alt yapı oluşturulması durumunda “Marmara Adası’nda  üretime geçebiliriz” dedi.  Başkan Asa ”Marmara Adası’nda yaklaşık bin 500 ton sofralık zeytin üretimi söz konusu. Sertifikasyon ve diğer alt yapının oluşturulması ve üreticimize gerekli desteğin verilmesi halinde organik zeytin ve zeytinyağı üretimine geçebiliriz. Bizim bu sektöre girmemiz halinde hem üreticimize katma değer sağlamış oluruz, hem sektöre öncülük eder, sağlıklı rekabet ortamı geliştiririz, hem  Birliğimizin marka gücünü  arttırırız, hem  çevre ve gıda güvenliği konusunda müşteri memnuniyeti kazanırız, hem de ülke ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlarız” diye konuştu.

Açıkta zeytin sağlığa zararlı

Zeytin ve zeytinyağında yeni bir sezon başlarken Zeytindostu Derneği ve Fora Zeytin, vatandaşları açıkta, kontrolsüz olarak satılan zeytinlere karşı uyardı. Her iki kurumdan yapılan ortak açıklamada iç piyasadaki zeytin satışlarının yüzde 80’inin dökme olarak açıkta gerçekleştiği vurgulanırken, gıda denetimlerinin yetersizliğine ve merdivenaltı üretimde kullanılan sağlığa zararlı kimyasallara da dikkat çekildi.  

 Zeytindostu Derneği Başkanı Abidin Tatlı ve Fora Zeytin Genel Müdürü Nail Öztaş yaptıkları ortak açıklamada vatandaşları açıkta kontrolsüz olarak satılan zeytinler yerine ambajlı ve üzerinde ‘künyesi’ bulunan zeytinleri satın almaları konusunda uyardılar. İç piyasada yüzde 80 oranında dökme olarak açıkta zeytin satışı yapıldığının vurgulandığı açıklamada, merdivenaltı üretimde zeytini fermante etmek adına insan sağlığına zararlı bazı uygulamalara da işaret edildi.

“8 AYDA YENİLEBİLİR OLUR”

Hasadı gerçekleştirilen zeytinlerin tüketilebilir hale gelmesi için yaklaşık sekiz aylık bir süreye ihtiyaç olduğuna değinen Tatlı ve Öztaş açıklamalarında şu ifadeleri kullandılar;

Açıkta pazarlarda, yol kenarlarında satılan zeytinin hem insan sağlığına zararı vardır hem de ‘ceplere’… Hem kaliteli diye kötü ürün almakta, hem de fazla bedel ödemek zorunda kalmaktayız. Sofralık zeytinin iç piyasa satışlarının yaklaşık yüzde 80’i 350.000 ton dökme olarak açıkta satılıyor.  Ambalajlı satılan zeytin yaklaşık yüzde 20 oranında ve 50.000 ton civarında… Dökme olarak açıkta satılan zeytinlerin büyük bölümü de merdiven altı olarak tabir edilen sağlıksız, hijyenik olmayan ortamlarda üretilmektedir. Zeytin, dalından toplandığı haliyle yenilemeyen bir meyvedir, zeytin etindeki acı maddenin çıkarılması gerekir. Buna teknik olarak tatlandırma veya fermantasyon denilmektedir. Siyah zeytinin tatlandırma süreci doğal yöntemlerle sadece su ve tuz veya sadece tuz ile yapılmaktadır. Bu doğal süreç yaklaşık 8 ay sürmektedir. Hasat zamanı olan Kasım, Aralık ayında toplanan zeytinlerin yenilebilir hale gelmesi Temmuz, Ağustos aylarına denk gelir. Ancak bazı imalatçılar bu kadar uzun süre beklemeden zeytini bir an önce satmak için maalesef insan sağlığına aykırı yöntem ve maddeler kullanmaktadırlar. Açıkta dökme olarak satılan zeytinlerde üretici firma, zeytin çeşidi, kalibre, üretim metodu, kullanılan kimyasallar, son kullanma tarihi, saklama koşulları gibi pek çok önemli ve gerekli bilgi bulunmamakta, tüketiciler ne aldığını bilememektedir. Bu nedenle tüketicilerin bütün bu bilgileri bulabilecekleri ambalajlı zeytin almaları kendi menfaatlerinedir.

 DENETİMLER YETERSİZ

Gıda denetimleri konusunda resmi kurumların yetersiz kaldığının dile getirildiği açıklamada yaptırımların caydırıcılıktan uzak ve yetersiz kalmasının da üzerinde duruldu. Bu tip kontrolsüz satışlarla bir haksız rekabet ortamının da oluştuğunun belirtildiği açıklamada şöyle denildi:

Açıkta pazarlarda, yol kenarlarında satılan zeytin hem insan sağlığına zararı vardır. Hem de devletin vergi ve SSK gelirleri açısından gelir kaybına neden olmaktadır. Zeytin Sektörümüz; sektörel olarak büyük yatırımlar yaparak giren, sektörü ayakta tutmaya çalışan, sağlıklı, hijyenik ve kaliteli üretim yapan, vergisini, SSK primlerini ödeyen bizim gibi özel sektör zarar ettiği için uzun süre ayakta kalamamaktadır. Tüketicilerin herhangi bir şekilde kuşku duydukları her gıda ürününü: internet, Alo 174 veya yazılı olarak İl ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine şikâyet etmeleri en doğru yoldur.”

Zeytindostlarına bir hizmet daha

Zeytindostu Derneği avukatı Funda Karaltı, dernek üyelerine bankalardan aldıkları krediler için ödedikleri dosya masraflarını geri alma talebiyle açacakları davalardan vekalet ücreti almayacaklarını açıkladı.

Zeytindostu Derneği’nin hukuk danışmanlığını yapan Avukat Funda Karaltı geçtiğimiz günlerde üyelerini bankalara dava açmaya çağırdı. Bankalardan kredi kullanan üyelerin bu krediler için ödedikleri dosya masraflarının geri alınabileceğini kaydeden Karaltı, vekalet ücreti de talep etmeyeceğini söyledi.

Konuya ilişkin açılan davalarda tüketici lehinde verilen kararları gözlemlediklerini vurgulayan Karaltı, açıklamasında, “Komisyon, dosya masrafı, istihbarat, kredi kullandırım ücreti, işlem hesap ücreti“ vb.  giderleri,  işlem yaptıkları banka şubelerinden geri iade alma imkanları bulunmaktadır. Derneğinizin avukatı ve hukuki danışmanı olarak; tüm zeytindostlarının, yukarıda açıklanan türdeki mağduriyetlerini gidermek üzere, hiç bir vekalet ücreti talep edilmeksizin vekillik hizmetlerini yürütebileceğimiz bilgisini tarafınıza iletir; bu hizmetimizden yararlanmak isteyenlerin tarafımıza ulaşması gerektiğini bilgilerinize sunarız” ifadelerini kullandı.

Dernek üyeleri konuya ilişkin Karaltı Hukuk Bürosu’na 0-232-4890048 numaralı telefondan ulaşabilecekler.