Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fügen DURLU- ÖZKAYA’nın 26 Kasım Dünya Zeytin Ağacı Günü basın açıklaması

 26 Kasım, UNESCO tarafından Dünya Zeytin Ağacı Günü olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletlerin bayrağına da iki dalını hediye eden zeytin ağacı tarih boyunca barışın sembolü olagelmiştir. Yapılan araştırmalar, bu sembole ilham kaynağı olan zeytinin anavatanının Mezopotamya olduğunu, buradan Akdeniz ikliminin hâkim olduğu yerlere yayıldığını ortaya koyuyor.

Ülkemizde Zeytin

Bu anlamda zeytin ağacının ülkemiz topraklarında yaşadığı uzun yolculuk, hem sağlık, hem de gastronomi kültürümüze damga vurmuştur. Derneğimiz bu kültürü Dünya sahnesinde hak ettiği noktaya taşımak için pek çok çalışmalar yürütmektedir.

Her sene düzenlediğimiz Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışmaları, farkındalık ve tadım eğitimleri, seminerler, kamu kurumları ile yapılan ortak çalışmalar, özel sektör ile yapılan işbirliği çalışmaları bunların başında gelmektedir. Bu çalışmaların ortak noktasını “kalite” anlayışı oluşturmaktadır.

Sofralık zeytin, öğünün ana bileşenlerinden biri olarak ülkemizde özel bir yer taşımaktadır. Bu özgün tüketim biçiminin “Turkish Breakfast” teması ile tüm Dünyaya tanıtılması için çalışıyoruz.

Zeytin yaprağının, içerdiği bileşenler itibariyle giderek tüketicilerin gözdesi haline geldiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Zeytinyağı ise, yüzyıllardır sağlıklı beslenmenin ve Akdeniz mutfağının temel bileşeni olarak popülerliğini koruyor. Zeytinyağının içindeki sağlık bileşenlerinden yararlanmamız onun kalitesi ile ilişkili. Bu sağlık bileşenlerinden en önemlilerinden biri de polifenoller. Polifenoller zeytinyağına anti kanserojen, antioksidan, kalp/damar sağlığını koruyan etkisini kazandırıyorlar. Polifenoller hem bizi koruyorlar, hem zeytinyağını… Ancak üretim veya saklama süreçlerinde yolunda gitmeyen bir şey oldu mu hemen zeytinyağını korumak için kendilerini feda ediyorlar ve kolaylıkla yok oluyorlar.

Ayrıca zeytinyağı yüzyıllardır hile ve tağşişe çok maruz kalan bir ürün. Yani zeytinyağı olmayan yağların zeytinyağı adı altında satılmasına veya zeytinyağının içine daha ucuz başka yağlar katılmasına rastlıyoruz ne yazık ki. Bunlar ülkemiz mevzuatı gereği yasaktır. Tüketici olarak bundan korunmak için güvenilir üreticilerin zeytinyağlarını almalıyız. Güvenilir yerlerden almalıyız. Etiket ve ambalaj yönetmeliğine uygun zeytinyağlarını almalıyız. Hele hele yol kenarında plastik ambalajda sıcak ve ışığa maruz kalmış zeytinyağlarını almamalıyız.

Tüketici Olarak Kaliteli Zeytinyağını Nasıl Anlarız?

Kaliteli zeytinyağı konusunda duyularımıza güveneceğiz. Eğer kokladığımızda bize doğaya ait taze, meyvemsi kokular alıyorsak, tattığımızda dilimizde acılık, boğazımızda yakıcılık oluşuyorsa bunlar zeytinyağına ait olumlu özelliklerdir.

Yağlı boya, salamura zeytin, küf gibi kokular zeytinyağında olumsuz özelliklere işaret eder.

Önemli bir nokta; zeytinyağında renk, kalite kriteri değil. O yüzden profesyonel tadımcılar koyu renkli tadım bardağı kullanıyorlar.

Zeytinyağını saklarken ve kullanırken nelere dikkat etmeliyiz?

Kullanma hızımıza uygun miktarda satın almalıyız. Küçük ambalajlarda, ışık görmeyen, 18 derecenin altında, kokusuz yerlerde saklamalıyız.

Zeytinyağının sevmediği şeyleri hatırlamalıyız:

1- Hava, 2- Işık, 3- Sıcak, 4- Yabancı madde (su, plastik vb.)

Bu konuda hem üreticiye, hem tüketiciye, hem de aracılara büyük görev düşüyor.

Bu vesileyle 26 Kasım Dünya Zeytin Ağacı Gününüzü kutluyor, ülkemiz zeytin ürünlerinin tüm Dünyada kalite konusunda hak ettiği noktaya ulaşmasını diliyorum.