zeytin yetistiriciligi webGİRİŞ
Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra zeytin üretiminde ikinci sırada olmasına ve dünyanın belli başlı zeytin bölgeleri arasında yer almasına karşın zeytin tarımı, ülkemizde, ne yazık ki, hak ettiği şekilde gelişmemiştir. Bunun temel nedeni, tarımsal teknik ve teknolojideki gelişmelerin zeytin tarımına yansıtılamamasıdır. Yeni tesis edilecek zeytinliklerde mutlaka modern zeytin yetiştiriciliğinin esasları göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytinde de başta sulama ve beslenme olmak üzere bakım işlemlerine gereken önem verilmelidir.
Ülkemizde Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Ege, Marmara, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde kuzeyde Artvin’den güneyde Hatay’a kadar uzanan kıyı boyunca ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Mardin’e kadar olan illerde zeytincilik yapılmaktadır.
Beş zeytinci bölge içinde ağaç varlığı ve üretim kapasitesi ile Ege Bölgesi birinci sırada yer almakta, onu, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi izlemektedir.
Genellikle diğer ürünlerin yetişmediği toprakları değerlendiren zeytin ülkemizde daha çok meyilli arazilerde yetiştirilmektedir.

 Modern Zeytin Yetiştiriciliğinin Amaçları
1.Birim alandaki ağaç sayısını arttırmak (Sık dikim yapmak).
2. Birim alandan alınan ürün miktarını arttırmak (Sulama yapmak).
3. Kaliteli ve sağlıklı ürün elde etmek.

Ülkemizdeki zeytin ağaçları bir yıl çok, izleyen yıl ise az ürün vermektedir. “Periyodisite” denilen bu olgu üreticiler tarafından “var yılı -yok yılı” olarak bilinmektedir. Periyodisite bir ölçüde zeytin ağacının genetik özelliğidir. Ancak, zeytinin hasat edilme biçimi de periyodisitenin şiddetini arttırmaktadır. Özellikle, ülkemizde hasadın çırparak ya da benzeri şekillerde dallara zarar vererek yapılması gelecek yılın ürününü olumsuz etkileyerek periyodisiteyi arttırmaktadır.
Ayrıca, budama zamanı ve yönteminin, gübrelemenin, sulamanın, toprak ve ağaç bakımının, hasat edilme şeklinin, hasat zamanının ve iklimin periyodisitenin artma veya azalmasına etki ettiği de bilinmektedir. Türkiye’de periyodisitenin verime etkisi çok yüksektir. Yapılan bir araştırma sonucunda Türkiye’de son 20 yılda periyodisitenin etkisinin % 52′ dolayında olduğu bildirilmiştir. Ülkemizdeki Zeytinlerde var yılı veriminin, yok yılı veriminin 5 katı olduğu da saptanmıştır. Zeytin yetiştiricileri üretim sırasında kültürel uygulamalara yeterince önem verdiği takdirde periyodisitenin etkisinin azalması da beklenmelidir. Nitekim sulama, gübreleme, budama vb. kültürel uygulamaların büyük ölçüde yapıldığı İspanya’da zeytinlerde periyodisite sadece % 20 dolayındadır.

 1. Zeytin Ağacı
Kahvaltılarımızda vazgeçilmez katığımız olan zeytini, en sağlıklı bitkisel yemeklik yağ olan zeytinyağını verir. Çok uzun ömürlü olup ortalama ömrü 300–400 yıldır. 1.000 yıl kadarda yaşayabilir. 12–15 m kadar boylanabilir. 7–8 yaşında meyvesini vermeye başlar. 35’inci yaşına kadar verimi artar, sonra meyve veriminde azalma görülür. 100 yaşındaki zeytin ağaçlarının yenilenmesi gerekir.
Zeytin ağacının meyveleri, özel yöntemlerle salamura edilerek sofralar için hazırlanır. Yağı çıkarılacak zeytinler ocak ayına kadar ağacında bekletilip rengi iyice karalaştığında toplanır.
Fabrikalarda preslerle sıkılarak yağı alınır. Ayrıca zeytin ağacının sarı renkli, esmer dalgalı olan çok sert odunu marangozlukta kullanılır.
Bir zeytin tanesi, ortalama 10–15 gram ağırlığındadır. Bunun; % 13-30’u çekirdek, % 66-85’i etli kısım, % 1,5–3,5’i kabuktan oluşur.
Zeytin ağacının büyümesi ve gelişmesinde; kültürel önlemlerin, iklim faktörlerinin, yönün, toprak yapısının, arazinin durumunun etkisi vardır.
İklim faktörleri içinde en önemlileri sıcaklık ve yağıştır.
Zeytin ağacı ışığı seven bir ağaç olduğundan güneşe maruz olan alanlarda daha iyi gelişme gösterir.
Ülkemizdeki zeytinlik alanların % 75’e yakını meyilli alanlarda, geri kalan % 25’i az meyilli ve taban arazilerdedir.
Meyilli arazilerdeki bu zeytinliklerimizin bazılarında toprak-su muhafaza tedbirleri alınmamıştır.
Uygunluğu tespit edilen alana zeytin fidanları dikilmeden; dikilecek çeşit, uygulanacak hasat şeklinin ne olacağı, uygulanacak kültürel önlemlere göre verilecek taç şekli, dikim aralığı belirlenmelidir.
Bu tespitler yapıldıktan sonra fidan dikilecek arazinin toprak özelliklerini belirlemek dikimde kullanılacak temel gübrenin miktarını saptamak için toprak örneği alınıp analiz yaptırılmalıdır.
Zeytin ağaçlarının bol ve kaliteli ürün verebilmesi kültürel önlemlerin düzenli olarak yapılmasıyla sağlanır.
Bütün bitkilerde olduğu gibi zeytin ağacının da gelişebilmesi için toprak verimli ve canlı olmalıdır. Bu da TOPRAK İŞLEME ile gerçekleştirilir.

 2. Zeytin Ağaçlarının Fizyolojik Özellikleri
Her ağacın kendine has tür ve özelliklerini gösteren kök sistemleri ve gövde yapıları ve bunlar arasında bir denge vardır. Bu durum, “Fizyolojik Denge” olarak tanımlanır. O ağacın fizyolojik özelliklerinin bilinmesi ve özelliklerine uygun ekolojik koşullarda yetiştirilmesi, bakım ve uygulamalara tabii tutularak yetiştirilmeye çalışılması bu şekilde fizyolojik dengenin korunması yetiştiriciliğin en önemli unsurudur.
Zeytin ağaçları yaz-kış yapraklarını üzerinde taşıyarak dökmezler. Bağımsız damarlar sisteminden oluşan kendine has kök sitemi ve çok güçlü bir vejetatif büyüme eğilimine sahip zeytin ağacı, Temmuz – Ağustos ayları ve hasat sonrası olmak üzere 2 dönem vejetatif gelişim dönemi geçirir. Ayrıca bu ağaçlar, belli bir büyüklüğe eriştikten sonra kök sistemlerinde oluşan yumrular sayesinde kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip olup, içerdiği polifenoller, flavanoidler gibi antioksidanlarla stres koşullarına adaptasyonu ile de Ülkemizde beş farklı bölgede yetişebilen kendine has özellikler taşıyan ağaçlardır.
Bitki fizyolojisi, yapılan tarımsal uygulamalarla ve uygulama zamanlarıyla bitkinin iç dengelerinin nasıl etkilendiğinin anlaşılmasında önemlidir.
Her ağacın kendine has tür ve özelliklerini gösteren kök sistemleri ve gövde yapıları arasında bir denge vardır. Bu durum, “Fizyolojik Denge” olarak tanımlanır. Yapılan tarımsal uygulamalar sırasında ağacın bu kendine has dengesinin dikkate alınması gerekir.

 3. Zeytin Ağacının Yetiştirme Şartları
Zeytin ağacının büyümesi ve gelişmesinde;
—Kültürel önlemlerin,
—İklim faktörlerinin,
—Yönün,
—Toprak yapısının,
—Arazinin durumunun etkisi vardır.
İklim faktörleri içinde en önemlileri sıcaklık ve yağıştır.
Zeytin ağacı ışığı seven bir ağaç olduğundan güneşe maruz olan alanlarda daha iyi gelişme gösterir.
Ülkemizdeki zeytinlik alanların % 75’e yakını meyilli alanlarda, geri kalan % 25’i az meyilli ve taban arazilerdedir.
Meyilli arazilerdeki bu zeytinliklerimizin bazılarında toprak-su muhafaza tedbirleri alınmamıştır.
Yeni tesis edilecek zeytin plantasyonlarının yer seçiminde öncelikle bu alanın; iklim ve toprak özellikleri açısından uygunluğu tespit edilmelidir.
Uygunluğu tespit edilen alana zeytin fidanları dikilmeden; dikilecek çeşit, uygulanacak hasat şeklinin ne olacağı, uygulanacak kültürel önlemlere göre verilecek taç şekli, dikim aralığı belirlenmelidir.
Bu tespitler yapıldıktan sonra fidan dikilecek arazinin toprak özelliklerini belirlemek dikimde kullanılacak temel gübrenin miktarını saptamak için toprak örneği alınıp analiz yaptırılmalıdır.
Zeytin ağaçlarının bol ve kaliteli ürün verebilmesi kültürel önlemlerin düzenli olarak yapılmasıyla sağlanır.
Bütün bitkilerde olduğu gibi zeytin ağacının da gelişebilmesi için toprak verimli ve canlı olmalıdır. Bu da TOPRAK İŞLEME ile gerçekleştirilir.

4. Zeytin Agacının İklim İstekleri
Sıcaklık
Zeytinin yayılmasını sınırlayan en önemli faktördür.
Zeytin ağacı, -7°C’den aşağı sıcaklıkta, soğuğun şiddeti, süresi, ağacın gelişme durumu, yaşı vb. şartlarda zarar görebilir.
Zeytin yetiştirilen yörelerde yıllık sıcaklık ortalamasının 15°- 20 °C arasında olması istenir.
Maksimum sıcaklık 40 °C’ye yükseldiğinde sulama yapmak şartıyla zeytin ağacı bu sıcaklığa dayanabilir.
Zeytin ağacı –7 °C’den daha düşük sıcaklıklara maruz kaldığında, soğuğun şiddetine göre gözlerden başlamak üzere köke doğru kurumalar görülür.
Mayıs – Haziran aylarında normalin üzerindeki sıcaklık artışında yapraklardaki terleme de artacağından yapraklarda pörsümeler görülür.
İlkbahardaki aşırı sıcaklıklar,  döllenmeyi etkiler, meyve tutumu olmaz.
Kış aylarında havaların erken ısınmasıyla zeytin ağaçları erken uyanır, havaların tekrar soğumasıyla ağaçlarda zararlanmalar oluşur.
Kuzeye bakan meyilli alanlardaki zeytinliklerde gece gündüz arasındaki sıcaklık farklılığından sürgünlerde zararlanmalar oluşabilir.
Zeytin ağacının çeşitli vejetasyon devrelerindeki sıcaklık istekleri;
1.İlk sürgünlerin görülmesinden sonraki oluşumuna kadarki devre (Şubat-Mart) 5°-10°C,
2.Çiçeklenme devresi (Mayıs-Haziran) 15° –  20 °C,
3.Meyve oluşumu ve büyüme devresi (Mayıs-Haziran) 20°- 25 °C,
4. Tam olgunluktan hasat sonuna kadar olan devre  (Kasım-Ocak) 5 °C

 Yağış
Zeytin her ne kadar kurağa dayanıklı olduğu söylense de yıllık yağış isteği 600-800 mm’dir.
Zeytinciliğin yapıldığı yörelerde kışın ve ilkbahar aylarında yağan yağmur toprak tarafından depo edilerek zeytin ağaçlarının su ihtiyaçlarını karşılar, çiçeklenmesini, meyve tutum oranını artırır, haziran dökümünü azaltır.
Zeytin meyvesinin daha iri ve kaliteli olması için yaz aylarında çekirdek  sertleşmesi tanenin gelişmesi için suya ihtiyaç vardır. Bu dönemde yağışlarla karşılanamayan su ihtiyacı sulama ile karşılanır.
Diğer yağış türleri yani dolu ve kar zeytincilik için istenmeyen yağışlardır.
Ayrıca çiçeklenme döneminde havanın sisli olması tozlanmayı engellediği için istenmez.

Normalin üzerindeki yağışın olumsuz etkileri
Sürüm tavı bulunmaz,
Hasat zor yapılır,
Azotlu gübrelerin yıkanmasına sebep olur,
Meyilli zeytinliklerde erozyona sebep olur,
Zeytin ağaçlarını normalden fazla sürgün vermeye teşvik ederek soğuklara karşı direnci azaltır,
Taban suyunu yükselterek köklerin çürümesine sebep olur,
Toprağın havalanmasını engeller,
Toprak pH ’sını düşürür.

Rüzgâr
Esiş zamanı, yönü, şiddetine, göre zeytine faydası olduğu gibi, bazı durumlarda zararları olur.
Kışın esen Karayel;  bol yağış getirerek çiçeklenme zamanı döllenmeyi kolaylaştırdığı için, zeytine faydalıdır.
Yaz aylarında esen nemli rüzgârlar; ağaçların susuzluk çekmesini engellediği için, zeytine faydalıdır.
Yaz aylarında güneyden esen kuru rüzgârlar; toprak nemini kaçırır, devamlı eserse taneler susuzluktan pörsür.
Güneyi açık olan yörelerde kışın esen lodos; ağaçları zamansız uyandırdığından zeytin; soğuklardan daha çok etkilenir.

5. Zeytin Ağacının Toprak İstekleri
Zeytin ağacı diğer meyve ağaçlarına göre toprak istekleri bakımından çok seçici değildir.
Genellikle diğer ürünlerin yetiştirilemediği ekstrem koşullarda yetişebilen bir bitkidir.
Ülkemizde zeytin yetiştiriciliği; toprak; hafif bünyeliden ağır bünyeliye, pH’sı hafif asitten ekstrem alkaliye, kireç içeriği düşükten aşırıya, organik madde ve besin elementleri içerikleri düşükten yükseğe, kadar değişen topraklarda yapılmaktadır.
Zeytin ağacının iyi bir gelişme gösterip, optimum düzeyde ürün verebilmesi için ;

1. Bünye  tınlı,kili – tınlı
2. pH 6 – 8
3. Tuzluluk 0- 4mchos/cm
4. Kireç (%) 5 – 15
5. Organik madde (%) 2 – 3
6. Fosfor (ppm) 7- 20
7. Potasyum (ppm) 200 – 320
8. Kalsiyum(ppm) 1440 – 6120
9. Magnezyum (ppm) 117 – 400

Toprağın fiziksel özellikleri oldukça önemlidir. Bu özelliklerin düzeltilmesi belirli bir süreyi gerektirir.
Bunun yanı sıra besin maddesi içeriklerindeki eksikliklerin giderilmesi gübreleme ile olur.
Zeytin tesis edilecek alanların toprak yapısı ne ağır, ne de hafif olmalıdır. Toprak derinliğinin zeytin ağacının kök yapısının gelişmesine imkan sağlayacak şekilde olması arzulanır.
Taban suyunun 1 m’ den daha yakın olduğu yerlerde köklerin sudan zarar görmemesi için zeytinlik tesis edilmeden önce drenaj çalışması yapılmalıdır.

6. Zeytin Bahçelerinin Tesisi
Uygun arazi belirlendikten sonra toprak derince işlenmeli (90-100 cm) ve drenajı sağlanmalıdır. Gerektiğinde yüzey tesviyesi de yapılmalıdır.
Tesis kurulacak arazi meyilli ise toprak erozyonunu önleme ve yağışlardan yeterince yararlanabilmesi amacıyla teraslama yapılmaktadır. Meyil derecesine göre:
Sırt teras (%0-5); kanal teras (%5-15); seki (sofra-cep) , (%15<) teras yapılabilir.
Zeytinlik tesisi için toprak hazırlığı tamamlanınca amaca uygun çeşitler; siyah ve yeşil sofralık toprak ve iklim şartlarına bağlı olarak seçilmelidir.
Çeşit seçimi yapılırken uygun dölleyiciler de birlikte düşünülmelidir. Çünkü kendine verimli çeşitler yanında tabancı tozlanmaya gereksinim duyan çeşitlerde bulunmaktadır.
Önemli çeşitlerden bazıları

Gemlik Yağlık Bardacık Uslu
Ayvalık Memecik Edremit Sarı Ulak
Domat Memelik Çakır Manzanilla

7.  Toprak İşleme
Toprak işlemenin pratik faydaları şunlardır.
Toprağı kabartmak, su tutma kapasitesini artırmak, gerekli olan havayı temin etmek, homojen bir yapı oluşturmak, ayrıca verilen kireç, çiftlik gübresi, yeşil ve mineral gübrenin toprakla gerektiği gibi karıştırılmasını sağlamak ve yabancı otları yok etmektir.
Böylece toprak fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar için gerekli ortamı kazanmış olur.
Hasat sonu kış yağmurlarının toprağa daha iyi işlemesi için sıra araları 5 soklu pullukla 20–25 cm. derinlikte işlenebilir. Ağır topraklar kumlu topraklara göre daha derin işlenmelidir. Orta ve ağır bünyeli topraklarda pulluğun aynı işleme derinliğinde sık sık kullanılması sonunda çizi tabanı denilen bir katman oluşur. Bu tabaka dip kazan aleti ile sürülmelidir veya sürüm derinliği değiştirilmelidir.
İlkbaharda kazayağı, diskaro, kombine tırmık gibi aletlerle yüzeysel sürüm yapılır. Bu dönemdeki toprak işlemenin çiçek tutumu başlangıcından birkaç hafta önce bitirilmiş olması gerekir. Yüzeysel toprak işlemenin amacı, sulamadan sonra yüzeysel toprağın yapısını iyileştirmek ve yabancı ot kontrolünü sağlamaktır.
Meyilli arazilerde toprak erozyonunu önlemek ve su tutumunu sağlamak için toprak işleme meyile dik yönde yapılmalıdır.
Bütün bitkilerin yaşayabilmesi için toprağın verimli ve canlı olması gereklidir. Bu da toprağı işlemekle gerçekleşir.
İşlenen toprak;  kabarır, karışır,  havalanır. Böylece kökler daha rahat gelişir, toprağın su tutma kapasitesi artar.
Toprak işleme;  yabancı otların öldürülmesi, yağmur ve sulama ile, verilen suyun toprağa daha iyi nüfus etmesi, kökler ve topraktaki mikro organizmalar için gerekli havanın sağlanması, hasadın daha kolay yapılması içindir.
Yılda bir, iki veya en fazla üç defa yapılmalıdır.
İlk toprak işleme, kış başında hasattan sonra köklere zarar vermeyecek derinlikte sürülerek, hasat sırasında basılmayla sıkışan toprak gevşetilir, kış yağışı için toprak hazır hale getirilir.
İkinci toprak işleme, Çiçeklenmeden 3–4 hafta önce yapılarak, toprak yumuşatılır ve yabancı otların ölmesi sağlanır.
Bu toprak işleme derin yapılmaz.
Son toprak işleme, eylül ayında hasat öncesi yapılır. Bu toprak işlemenin amacı; hasadın daha kolay yapılmasını sağlamaktır.

8. Arazi Seçimi
Zeytin dikilmesi düşünülen tüm arazilerin toprak tahlili yapılır. Tarım İl Müdürlüklerindeki yada özel sektördeki uzman personellerle görüşülerek en uygun arazi seçilir. Bu bizim gübreleme ve ilaçlama maliyetimizi düşürür. Toprak tınlı, killi-tınlı, kireç %5-15 aralığında, organik madde %2-3 oranlarında, tuzluluk ise en fazla % 5 mchos/cm ve ph seviyesi 6-8 olmalıdır.
Taban suyu seviyesi zeytin için uygun olup olmadığı araştırılır, taban suyu 1m’den daha yakın olmamalıdır. İleride ağaçların tam ürüne yatacağı zaman taban suyundan dolayı kuruması istenilmeyen durumdur. Bu seviyeye yakın olan topraklarda drenaj yapılmalıdır.
Arazinin iklim özellikleri çok önemlidir.-7 C nin altındaki soğuklarda zarar meydana gelir, gemlik çeşidi için bu değer –10 C dir. Soğuklama ihtiyacı 600–1000 saat arasında değişmektedir. Arazinin güneye bakması yada güneş ışınlarından maksimum şekilde faydalanması mantar hastalıklarından korunmanın en iyi yoludur.
Su kaynaklarının büyüklüğü ve araziye uzaklığı sulama maliyetleri açısından çok önemlidir.
Kullanılacak olan sulama tekniği seçilmelidir.
Yukarıda tespitler bir bütün içinde değerlendirilmeli en doğru seçim yapılmalıdır

9. Arazinin Hazırlanması
Zeytin ağaçlarının kök yapılarının iyi oluşabilmesi için toprak hazırlığı önem arz etmektedir.
Tesis kurulacak arazide varsa büyük taşlar temizlenir, daha sonra derin işlenerek (90–100 cm) sürüm yapılarak kök gelişmesine imkân sağlayacak duruma getirilir.
Taban suyu sorunu varsa topraktaki fazla suyun akıtılması su birikiminin önlenmesi için drenaj yapılır.
Bu işlemler yapıldıktan sonra artık arazi hazır duruma gelmiştir.
Araziye fidan dikmeden önce arazinin farklı yerlerinden üç ayrı derinlikten (0–30) cm, 30–60 cm ve 60–90 cm) toprak örneği alınarak, en yakın yaprak ve toprak analiz laboratuarında analizi yaptırılarak, dikim öncesi verilmesi gereken temel gübre miktarının belirlenmesinde fayda vardır.
Yeni bir tesis kurulmadan önce derin işleme tesviye, drenaj vb. toprak hazırlıklarının tamamlanması gereklidir. Sürüm işlemi, büyük pulluklarla 90-100 cm. derinlikte ve bütün tesis alanını içine alacak bir şekilde yaz sonunda, dikimden hemen önce yapılmalıdır. Bu sürülmüş yerde önce kültivatör daha sonra goble ile tezekler kırılır. Derin sürümden sonra fazla toprak suyunu akıtmak ve yağmurlu mevsimlerde zeytin ağacına zarar verebilecek su birikmelerini önlemek aynı zamanda derinliğe bir havalandırma sağlamak üzere drenaj çok önem taşır. Drenaj materyali olarak geleneksel kayalardan, briket, künk ve plastik borular kullanılarak doğal eğime uygun olarak birinci şebeke döşenir ve ona ikinciler bağlanır. Doğal olarak iyi bir akışa sahip bölgelerde drenaja gerek yoktur. Bütün bu hazırlık çalışmalarından sonra yüzey sularının akışını ve makina kullanımını kolaylaştırmak üzere yüzey tesviyesi yapılmalıdır.
Türkiye zeytinliklerinin büyük bir kısmı meyilli arazide bulunduğundan toprak aşınması sürekli görülmektedir ve yağışlardan yeterince yararlanılmamaktadır. Bu nedenle eğimli ve engebeli yerlerde toprak-su muhafaza tedbirleri alınmadığı sürece diğer bakım tedbirleri etkisiz kalmakta ve ağaçlar gelişmemektedir.
Eğimli zeytinliklerde alınacak önlemler şunlar olmalıdır;
Eğim derecesine göre sırt teras, kanal teras, seki teras gibi çeşitli teraslar yaparsak toprağın ve suyun muhafazasını sağlamak,
Örtücü bitkiler yetiştirmek,
Toprakların kireç ve özellikle organik maddelerle gübrelenerek su tutma kapasitelerini arttırmak.
Genellikle % 5 meyilli topraklarda sırt teras yapılmaktadır. Bu terasın uygulandığı yerlerde balıksırtı işleme yapılmalı gerekirse biraz kazarak topraklar sıra üzerlerine çekilmeli ve sıra arasında bir çöküntü yaratılmalıdır. Ağaçlar bu şekilde sırtlar üzerinde kalacak ve toprak tarafından hemen alınamayan sular sıralar arasına toplanacak ve zamanla toprağa işleyecektir. Sırt teras ile ağaçların tabanında su birikmesi önlenmeli, toprağın daha fazla su alması sağlanmalıdır.
Zeytin Bahçesi tesisinde yer seçimi çok önemlidir.
Zeytin ağacı, nispeten fakir, çoğunlukla kuru alanlarda tesis edilmiş olması ve kurağa dayanıklılığı, diğer ürünlerin yetişemediği alanlarda az ve düzensiz de olsa ürün verebilmesi ile tanınmıştır. Fakat bu, zeytinin böyle bir çevre istediği anlamına gelmemektedir. Zira, zeytin yüksek verimli ve sulanabilen alanlarda daha iyi gelişmekte ve daha kaliteli ürün vermektedir. Ülkemizde zeytinciliği geliştirmek için eski zeytinliklerin daha ekonomik duruma getirilme çalışmaları yanında, yeni tesislerinde entansif tesisler olarak kurulmasına çalışılmalıdır.
—Zeytinin diğer ürünlerle rekabet edebilmesi ve üreticiye en yüksek fayda sağlayabilmesi amacıyla “entansif” bir tesis kurulabilmesi için;
—Yeni tesislerde ağaçların verimsiz devresini mümkün olduğunca kısaltmaya çalışmak,
—Verimlilik potansiyelinin daha fazla olacağı çevrelerde tesis etmek,
—Mekanizasyona uygun bahçeler kurarak üretim masraflarını en aza indirmek,

Başlangıçta sıkıntı yaratacak ve bahçelerin uygun şekilde gelişmesine engel olacak arazilerde plantasyon yapmaktan kaçınmak gerekmektedir.
Zeytin genellikle ılıman iklimlerden hoşlanmaktadır. Sıcaklığın -7 °C’den, yıllık yağışın 400 mm.’den aşağı düştüğü yerlerde ekonomik anlamda zeytincilik yapılması mümkün değildir. Zeytinin yıllık yağış isteği optimum 700-800 mm.’dir.
Genellikle kalkerli-kumlu derin nemli ve besin maddelerince zengin toprakları sever. Yeterli nemin bulunması halinde 75 cm. derinlikteki topraklara tesis yapılabilir. Köklerin gelişme imkânı ve nüfuz kabiliyeti olmayan sahalarda toprak derinliği en az 100-150 cm. olmalıdır. Çok ağır topraklar fidanların saçak kök teşekkülünün iyi olmamasına neden olduğu gibi köklerin yeterince hava almasına da engel olmaktadır. Çok hafif topraklar ise nem tutamamakta ve besin maddelerini muhafaza edememektedir.
Taban suyunun 1 m.’den daha yakın olduğu veya kışın zeytin köklerinin 3-4 haftadan fazla su altında kaldığı yerlerde zeytinlik kurulmamalıdır. % 2’ye kadar meyilli olan sahalarda toprak muhafaza tedbirleri alınmadan, % 2-5’e kadar meyilli sahalarda yalnız kültürel toprak muhafaza tedbirleri alınmakla zeytinlik tesis edilebilir. % 5-15 meyilli arazilerde kanal teras, % 14-15 meyilli arazilerde hatlar boyunca kuru taş duvar örülerek seki teras yapılmalı ve kontr dikim şekli uygulanmalıdır.

 10. Çeşit Ve Fidan Seçimi
 Seçilecek çeşitlerde öncelikle; değerlendirme amacına, bölgeye adapte durumuna, iklim şartlarına, dikkat edilmelidir.
Seçilecek çeşitlerde verimsizlik dönemi kısa olan, erken ürüne yatan, daha az alternans gösteren çeşitler tercih edilmelidir.
Çeşitlerin taç gelişme durumları önceden belirlenmeli ve tesis sırasında tozlayıcı çeşitlerinde yer verilmelidir.
Zeytinlikler tesis edilirken fidan seçiminde, fidanların homojen olmasına, fidanların sağlıklı olmasına, fidanların sertifikalı veya ismine doğru olmasına dikkat edilmelidir.

 11. Dikim Aralığı
Zeytinlik tesis edilirken mesafenin belirlenmesinde;  iklim şartları, toprak yapısı, ağacın oluşturacağı taç büyüklüğü, çeşit, verilecek şekil, dikkate alınmalıdır.
Entansif tesislerde amaç birim alandan en yüksek verimi almaktır.
Eğer şartlar entansif yetiştiriciliğe uygunsa dikim aralıkları azaltılarak hektardaki ağaç sayısı artırılarak birim alandan daha fazla ürün alınır.
Küçük taç yapan çeşitlerde (Gemlik) 4×6 m – 5×5 m
Orta büyüklükte taç yapan çeşitlerde (Kilis Yağlık) 5×7 m – 6×6 m.
Büyük taç yapan çeşitlerde (Ayvalık) 6×8 m – 7×7 m olması önerilir.

 12. Dikim Şekilleri
Zeytin bahçelerinde kare, dikdörtgen, üçgen ve kontr (tesviye eğrilerine göre) dikim yapılmaktadır. Bu dikim şekilleri arazinin durumuna göre belirlenir.
Kare Dikim, köşeleri dik açı yapan alanlarda, küçük alanlarda uygulanır. Sıra arası ve sıra üzeri mesafeleri eşittir.
Dikdörtgen Dikim, sıra araları dar,sıra üzerleri geniş tutulur. Sıralar kuzey – güney yönünde olmasına dikkat edilir.
Üçgen Dikim, geniş ve hafif meyilli alanlarda uygulanır.  Ağaç sıraları meyilin aksi yönünde olmalıdır.

13. Çukurların Açılması
Zeytinlik tesis edilecek arazi belirlendikten sonra: fidanların dikileceği yerler işaret kazıklarıyla işaretlenir, dikim çukurlarının açılmasında 1,5 m uzunluğunda, tam ortasında ve uçlarında kertikler bulunan dikim tahtası kullanılır. Dikim tahtası ile işaretleme yapıldıktan sonra ortadaki işaret çubuğu dikim çukurunun merkezi olmak üzere 80 x 80 cm genişliğinde çukur açılır. Üst kısımdan çıkan toprak bir tarafa, alt kısımdan çıkan toprak diğer tarafa konur.

 14. Fidan Bakımı
Zeytin Fidanı bakımı dikimden önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılır. Dikim öncesi bakım, fidanın fidanlıktan çıkışından dikime kadar olan zaman aralığındaki bakımdır. Dikim sonrası bakım fidanın dikiminden sonraki bakımdır.

 15. Dikim Öncesi Bakım
Fidanlar güneşe ve toprak zemine konulmalıdır. Kesinlikle beton zemin üzerine ve gölgeye konulmamalıdır.
Fidanlar susuz bırakılmamalıdır. İklim şartlarına göre fidanın su isteği, sıklık derecesi değişkendir. Dikimden önce bölgede don olursa fidanlar sık sık sulanmalıdır.   Don toprağı sıkıştırır ve fidanın gövdesindeki suyu çeker, bundan dolayı sulama kesinlikle ihmal edilmemelidir. Fidanlar uzun zaman dikilmeden bekleyecekse aşağıdaki şekilde kanal açılır ve fidanlar bunun içine dizilir.        Fidan torbalarının arasına yıllanmış hayvan gübresi ve toprak karışımı doldurulur ve sulama yapılır. Sonraki sulamalar iklim şartlarına göre ayarlanır. Fidanlar susuz bırakılırsa kuruma ve ihtiyarlaşma vuku bulur.
Dikim yapılacak arazinin ölçüsü alınır. Derin ve Geniş çukurlar açılır. Çukurun derin ve geniş olması fidanın kök gelişimini kolaylaştıracağı için tavsiye edilir. En azından çukur 1 metre çapında ve derinliğinde olmalıdır. Traktörün arkasına burgu takarak çukur açmak uygun değildir.
Çukurların dikimden 1 ay önce açılması toprağın havalanmasını, micro organizmaların çoğalmasını ve mantar bakterilerinin ölmesini sağlayacaktır.
Çukurlar açılırken 50cm’lik üst kısımdan çıkan toprakla, kalan alt kısımdan çıkan toprak birbirinden ayrılır. Üsten çıkan toprağı alta koymak fidanın gelişimi açısından büyük önem taşır.
50 cm’lik üstten çıkan toprakla yıllanmış (yanmış) hayvan gübresi (torf yada orman gübresi olabilir) 1/3 oranında (1 kürek hayvan gübresi 3 kürek tarla toprağı ) harman yapılır. Bu harmanın içine bir kahve fincanı 20-20-0 yada 15-15-15 gübresinden konur. Bu oran çukur küçük olursa yarı yarıya düşürülür.(yarım kahve fincanı gübre konur) Yapılan harman çukurun dibine konur.
Fidanın naylon torbası fidanın toprağını dağıttırmadan dikkatlice keskin bir çakıyla kesilerek çıkarılır. Fidan çukurun ortasına konur hazırlanmış olan harmandan kalan toprak fidanın etrafına dökülerek hafifçe sıkıştırılır. Fidan torbadaki toprak seviyesinden iki parmak kadar daha derine dikilir. Hazırlanmış harman yetmezse yeniden harman hazırlanır takviye edilir. Dikimden sonra 1 metre çapında su yalağı hazırlanır, kesinlikle yılın hangi ayı olursa olsun can suyu verilir.
Dikilen fidanların dibine nemini kaybetmemesi ve sulandığında kaymak bağlamaması için çürük saman konulmalıdır.
Fidan ilk dikim yılında sık sık sulanır. Bu sulamalar sırasında toprakta eksik olan mineraller ve elementler gübrelerle takviye edilir. Rast gele gübre kullanmak toprağı zehirlediği için toprak tahlil ettirilmeli ve gerekli olan gübreler kullanılmalı. Tahlil edilecek toprak yüzeyden değil 10 cm- 50 cm derinliklerinden alınmalı, eğer arazide toprak değişikliği varsa parsele bölüp ayrı ayrı toprak örnekleri alınmalıdır. Tahlili yapılan arazide zeytin dikili olduğu belirtilmelidir.
Sulamadan sonra çanaklarda oluşan kaymak tabakası kırılır ve yalaklarda gelişen yabancı otlar temizlenir.
Zeytin bahçesi derin sürülmemeli yüzeysel toprak işlemesi yapılmalıdır.
Toprak tahlili sonucu ağaç başına gübreleme hesaplanmalı ve buna göre gübreleme yapılmalıdır.

 16. Fidan Dikimi
Çıkan üst toprak ile analiz sonucu verilmesi gereken gübre karıştırılarak çukurun dibine konur.
Naylon torbadaki fidan torbadan çıkarılarak fidanın gövdesi dikim tahtasının orta kertiğine yerleştirilerek kalan toprak çukura doldurularak çevresi bastırılır.
Dikim derinliği torbalı fidanın toprağı seviyesinde veya biraz daha üstünde olabilir.
Aşılı fidan dikiliyorsa aşı yerinin toprakla kapanmamasına dikkat edilmelidir.
Bu işlemler tamamlandıktan sonra; dikilen fidanın etrafına bir çanak açılarak can suyu verilmelidir.

 17. Dikim Sonrası Bakım
İlk yıllar sulanamayacak olan bahçelerde bile sulama yapılmalıdır.
Fidanların bulunduğu alanlarda; su, ışık, besin kaynaklarına, ortak olan yabancı otlar temizlenerek yok edilmelidir.
Sulama sonucu çanaklarda oluşan kaymak tabakası çapalanarak kırılmalı,
Hastalık ve Zararlılardan korunmak için gerekli çalışmalar yapılmalı,
Gelişme durumuna göre 2–3 yıldan itibaren fidana şekil verilmeli.
İlk yıllarda yeşil aksamı geliştirici gübreleme yapılmalıdır.

Kaynak: www.abidintatli.com.tr

8